top of page
Ara

İTHALATTA HAKSIZ REKABETİN ÖNLENMESİ HAKKINDA MEVZUAT VE KISA TARİHÇESİ

  • yapicim
  • 22 Kas 2022
  • 2 dakikada okunur

Güncelleme tarihi: 1 Şub 2023

İthalatta Haksız Rekabetin Önlenmesi Hakkında Mevzuat 1989 yılında yürürlüğe konulan 3577 Sayılı Kanun, 99/13482 Kararname ve Yönetmelikten oluşmaktadır.

Mevzuat DTÖ Anti-Damping Anlaşması, Sübvansiyonlar ve Telafi Edici Önlemler Anlaşması ve Avrupa Birliği’nin ilgili yönetmelikleri referans alınarak oluşturulmuştur.

24 Ocak 1980 tarihli ekonomide liberasyon kararları ile, yetmişli yıllarda mahsurları yaşanarak öğrenilmiş olan ithal ikamesi ve korumacılık terk edilerek, dış ticarette serbestleşme politikaları benimsenmiştir. Bu bağlamda, ithalatta yasak, kota, müsaade belgeleri ve gümrük vergileri tedricen azaltılmış ve sanayi dış rekabete açılmıştır. Serbestleşmenin emniyet valfi olarak ise, genel korunma yerine sadece haksız rekabet yaratan damping fiyatlı veya sübvansiyonlu ithalata karşı sanayinin korunması amacıyla 1989 yılında İthalatta Haksız Rekabetin Önlenmesi Hakkında Mevzuat çıkarılmıştır.

İlk yıllar gerek uygulamadan sorumlu İthalat Genel Müdürlüğü gerekse sanayi bir öğrenme dönemi yaşamıştır. O yıllarda serbest piyasa ekonomisine geçmeye başlayan Doğu Avrupa ülkeleri ve Çin başta olmak üzere Uzak Doğu ülkeleri daha çok şikayete ve soruşturmaya konu olmuştur. 1994 Yılında Dünya Ticaret Örgütü’nün kurulması ile kurallar daha sıkı hale gelmiş ve anlaşmalara aykırı uygulamaların DTÖ’de dava sürecinin önü açılmıştır. 1996 Yılında Gümrük Birliği ile birlikte Türkiye’nin gümrük vergileri AB seviyesine indirilmiştir. Bir taraftan daha sıkı kurallar diğer taraftan ithalata karşı artan şikayetler karşısında bunalan yetkililer çareyi Anti-Damping ve Sübvansiyon Soruşturmaları Dairesini takviye etmekte bulmuşlardır. Bir süre sonra tekrar uygulamalara hız verilmiştir. 2002 Yılında Çin’in DTÖ üyesi olması ile birlikte şikayetler ve de soruşturmalar daha da artmış olup, Çin soruşturmaların baş hedefi haline gelmiştir. Bu gelişmeler, Türkiye’yi anti-damping ve sübvansiyon soruşturmalarında aktif uygulayıcı olarak başat bir ülke konumuna getirmiştir.

Ancak, ilk defa 2010 yılında tekstil ve konfeksiyon ürünleri ile uygulanmaya konulan “İlave Gümrük Vergi”leri (İGV) giderek yaygınlaşmış ve gerek idare gerek sanayi için kolay ve zahmetsiz bir araç haline gelmiştir. Bu durum, somut veriye dayalı, şeffaf, tarafların savunma yapmalarına imkan tanıyan ve bu yüzden zaman alan anti-damping ve sübvansiyon soruşturmalarının giderek azalmasına sebep olmuştur. Bununla birlikte, AB ve Serbest Ticaret Anlaşması imzalanan ülkelerden yapılan ithalatta İGV uygulanamadığı için İthalatta Haksız Rekabetin Önlenmesi Hakkında Mevzuat halen önemli bir araçtır.


Kaynak: Murat YAPICI, Dönemin Daire Başkanı

 
 

Son Yazılar

Hepsini Gör

MY Advisor Uluslararası Danışmanlık ve Ticaret Ltd.Şti.

2022 MY Advisor. Tüm hakları saklıdır.

bottom of page